A Parti Kuruldu.. Müftüoğlu Kurumsal İlişkiler Başkanı oldu..

İYİ Parti’den istifa eden

İYİ Parti’den istifa eden eski milletvekili Yavuz Ağıralioğlu, Anahtar Parti’yi (A Parti) kurdu. Partinin Merkez Yürütme Kurulu üyeliğinde bulunan Ereğlili Mehmet Batu Müftüoğlu, tanıtım toplantısı sonrası yapılan MYK toplantısında Kurumsal İlişkiler Başkanı olarak görevlendirildi.

Ağıralioğlu, partinin kuruluşuyla ilgili düzenlenen tanıtım toplantısında Devlet Bahçeli’nin terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan ile ilgili açıklamalarını; “40 yıldır evlatlarımızın canını, milletimizin canını terörle katleden bu alçak cinayet şebekesinin değil başını, sevenlerini bile Meclis’e sokmayacağız. Türk milletinin ve devletinin, bunca ödediği bedel ortadayken, kendi evlatları şehit olmuş, geride kalanları mezar taşlarına ‘baba’ diyorken, analar 40 yıldır mezar taşlarına ‘evlat’ diye sarılıyorken, hiç kimse ama hiç kimse evlatlarımızın katilini Meclis’e davet edemez. Kürtlerin haklarına, dertlerine, kırgınlıklarına, Kürtlerin ihmal edilmişliklerine haklı haksız beklentilerine cümle kurmak için Öcalan’dan medet uman alçaktır” sözleriyle eleştirdi.

“ORTAK AKIL, İLERİ TÜRKİYE”

İYİ Parti’den istifa eden Yavuz Ağıralioğlu başkanlığındaki Anahtar Parti’nin (A Parti) kuruluş dilekçesi bu sabah İçişleri Bakanlığı’na teslim edildi. A Parti, “Ortak akıl, ileri Türkiye” parolasıyla kuruldu. Ağıralioğlu, ATO Congresium’da düzenlenen Anahtar Parti’nin Kuruluş Programı’nda konuştu. Programa 81 ilden binlerce vatandaş katıldı. Katılımcılara partinin şarkıları dinletildi. Program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’yla başladı. Ardından şehitler içni dua edildi.

 

“Bir parti kavgasına değil, bir memleket sevdasına yürüyoruz”

Ağıralioğlu, ilk olarak dışarıda toplanan partililere seslendi. Ağıralioğlu, dışarıda özetle şöyle konuştu:

“Siz bugün buraya Van’dan Edirne’ye, Trabzon’dan İzmir’e, Urfa’dan Bursa’ya bütün bir memleketin umudunu getirdiniz. Milletimiz sizden azı çok, darı bol, yokluğu varlık etmenizi beklemektedir. Varlığınız ve beraberliğinizden doğan kuvvetiniz Türk milletinin bu zor gününün ümidi olacak. Siz milletin ekmeğini büyütecek olanlarsınız. Siz milletin yarınlarını inşa edecek olanlarsınız. Siyasetten ümit kesilmişken, acaba halimiz ne olur diye düşünürken, siz milletin yarınlarını inşa edecek kadrosusunuz.

Türk milleti, ikinci yüzyılına girdiğimiz Cumhuriyetimizin bu sıkıntıları çekecek, hak edecek bir millet olduğuna inansaydı, siz buraya gelmezdiniz. Büyük bir milletin, büyük bir devletin, büyük bir memleketin imkanlarının ne olduğunu göstermeye geldiniz. Beraber bir memleket mücadelesine başlıyoruz. Bir parti kavgasına değil, bir memleket sevdasına yürüyoruz. Bir millet karnı tok, başı dik olsun, evlatları hayaller kursun, hakkını alabilsin, emekli olan haysiyetine uygun yaşayabilsin, çiftçi ektiğinin hakkını alabilsin, çocuklarımız adaletsizlikle yurdu terk etmesin diye bir irade gösterdiniz.

Bismillahını ettiğimiz dava bir partinin iktidar davası değil, bir milleti yeniden doğrultma davasıdır, yeniden ayağa kalkma davasıdır. Bize vatanın nasıl bırakıldığını biliyoruz. Ne pahasına, ne bedel ödenerek bir vatanda yaşadığımızı biliyoruz. Vatanımızı hiçbir kişisel hesabın, hiçbir pusunun, hiçbir dünya hevesinin oyuncağı etmeyeceğiz. Memleketimizi, milletimizi, evlatlarımızı ve geleceğimizi hiçbir siyasi hevese, hesaba kurban etmeyeceğiz. Milleti temsil etmeye yeminli olup milleti unutanlara, milletle yola çıkıp milleti umursamayanlara, milletin fakirliğini mevzu edip millete zenginlik vaadiyle başlayıp kendi zenginliğiyle avunanlara cevap biz milletiz ve yönetime geliyoruz.”

“Başladığı gibi bitirmek siyasetin milletine namus borcudur”

Ağıralioğlu, dışarıdaki konuşmasının ardından salonda “Gençliğin umudu Yavuz başkan” sloganıyla karşılandı. Ağıralioğlu, yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Yarın cumhuriyetimizin 101. yılı. Bize bu aziz vatanın ne pahasına, ne bedelle, ne uğruna bırakıldığını biliyoruz. Bu vatanı ne pahasına, ne bedelle koruyacağımıza inançla yürüyoruz. Partimizi bu kararlılığa kuruyoruz. Cumhuriyet 100 yılını devirdi. Cumhuriyetin kahramanları, Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarını, rahmet ve minnetle anıyoruz. Biz Cumhuriyet’in kurmay kadrosunu başladıkları gibi bitirdikleri için hayırlarla yad ediyoruz. Siyaset başladığı gibi bitirenlerin baştacı edildiği bir er meydanıdır. Omuzlarımıza düşen sorumluluğun ilk mühim neticesi cumhuriyetin 100 yıllık sorumluluğu kalbimize böyle düşüyor. Başladığı gibi bitirmek siyasetin milletine namus borcudur. İktidar, keşke 100. yıla milletinin kendilerine gösterdiği itimada, duaya, desteğe, kuvvete layık olabilip, 2023 yılında Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına hedeflerini tutturmuş olmanın bahtiyarlığıyla girseydi. Onlar böyle girseydi bu salondaki topluluk yeniden milletin kaderine yürümek zorunda kalmayacaktı.”

“Bu milletin siyasi dedikoduyla kaybedilecek bir günü yoktur”

Ağıralioğlu, konuşmasında Türkiye’nin ekonomik, sosyal ve siyasal krizlere sıkıştığını belirtti. Ağıralioğlu, iktidarın 2023 hedeflerini gerçekleştiremediğini ve halkın geleceğe dair umutlarının zedelendiğini söyledi. Ağıralioğlu, “Milletimiz zordadır. Memleketin ufkunda ümitsizlik dolanmaktadır. Sınırlarımız zordadır. Bölge güvenliğimiz zordadır. Yoğun bir sığınmacı yükü altındayız, neslimiz zordadır. Çocuklarımız hayal kuramaz oldu, çocuklarımız zordadır. Çok yüksek enflasyon altındayız, geçimimiz, hayat standartlarımız zordadır. Emeklilerimiz kendilerine verilen parayla öğünlerine öğün ekleyemez durumdadır. Çiftçilerimiz ürettiğinin hakkını alamadığı için zordadır. Yüksek faiz baskısı altındayız, üreticilerimiz zordadır. Finans krizi altındayız, rekabetimiz zordadır. Üniversitelerimizde muazzam bir aşınma var, akademide zordayız. Adalette muazzam bir yığılma ve bozulma var, adalette zordayız. Bir memleket zordadır. Vatanımızın sorunları var, çözülebilir sorunlar… Ama çözmezsek vatan sorunumuz var. Devletimizin sorunları var çözmezsek devlet sorunumuz var. Milletimizin, memleketimizin sorunları var, çözmezsek millet ve memleket sorunlarımız var. Bu milletin siyasi dedikoduyla kaybedilecek bir günü yoktur” diye konuştu.

Ağıralioğlu, partisinin isim belirleme hikayesini ise şöyle anlattı:

“Uzun iktidar döneminde canını çıkmamış kelime, içi boşaltılmamış kavram olmadığına şahit oldum. Manası tüketilmemiş isim kalmadı. ‘Adaletle kalkınma’ ismiyle bulduk biz bu fakirliği. ‘Cumhuriyet’ halk ile buluşacaktı, ülke ‘adaletle kalkınacaktı, ‘Memleket’, ‘İyi’likle doğrulacaktı, ‘Gelecek’, gelecekle güçlü olacaktı, dertlerimiz derman bulacak, ‘Saadet’le huzurla Yeniden Refah’a kavuşulacaktı… Bu kavram ve kelime yorgunluğunun, güzel güzel isimler bulup, güzel güzel konuşmalar yapıp, veciz veciz nutuklar atıp, harikulade programlar yazıp milletin bulduğu bu fakirliğin, milletin kahrına sebep olacağından bahisle, arkadaşlarıma dedim ki, “İsmi mukaddes, işi ismine yakışmaz sonuçlar gördü milletimiz yoruldu. Partimizin adı ‘A Parti olsun” dedim. Arkadaşlarımın hepsinin gözünde, sukünetinde bir şey oldu, sizin gibi sustular. Herkesin kalbinde ‘A Parti mi?’ oldu. Alfabenin ilk harfinden başlayalım, yeniden başlayalım dedim. Bu A, onun A’sıdır dedim. Yüreklendirmeye çalışıyorum, onlar da sizin gibi şaşkın. Bu A, Anadolu’ya girdiğimiz Sultan Alparslan’ın A’sı, Diyar-ı Rum denilen bu vatanı Anadolu’ya dönüştürdüğümüz Anadolu’nun A’sı. Bin yıldır imparatorluklar kurduğumuz bu aziz vatanda, akılla, ahlakla, adaletle, azametle, adanmışlıkla kurduğumuz büyük medeniyetin A’sı. Bu A, yedi düvele diz çökmeyen, Türk yurdunun kapılarını Alparslan ile açıp, Atatürk ile mühürlediğimiz çelikten iradenin A’sı. Bu milletten gayrısına hesap vermez, borçluluk kabul etmez, adanmışlığımızın A’sı.”

“Öcalan’dan medet uman alçaktır”

Ağıralioğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’la ilgili sözleriyle ilgili şunları söyledi:

“Partimiz her partiden değil, Türk milletinin partisi olacak. Bilesiniz ki, memleketimizin çözülmez hiçbir sorunu yoktur. Artık hamasete karnımız toktur. Memleketin ufkunda bu kadar fakirliğe sebep olan bu yönetim savrulmasına nihayet verecek bir dirayet lazımdır. Millet için alın teri dökmeye başlıyoruz. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi dahil bugün Türk milletinin fakirliğine sebep olan bugün buldukları, rahatsız oldukları, memnun olmadıkları her derdin dermanı olabilecek bir yönetim maharetinin muhasebesi ile başlıyoruz.

Meclis’inde teröristlerin ağırlanacağı bir devlet değil, teröristlerin hak ettiği muameleyi göreceği bir devlet… Milletimizin, evlatlarımızın canını 40 yıldır terörle katleden bu alçak cinayet şebekesinin değil başını, sevenlerini bile Meclis’e sokmayacağız. Türk milletinin ve Türk devletinin bunca ödediği bedel ortadayken kendi evlatları şehit olmuş, geride kalanları mezar taşlarına ‘baba’ diyorken, analar 40 yıldır ‘evlat’ diye mezar taşlarına sarılıyorken nice yeni doğmuş çocuk, babalarını görme imkanı kalmamış nice evladı babalarıyla ilk ve son isimleri tabutlarıyken hiç kimse evlatlarımızın katilini Meclis’e davet edemez. Devlet aklı, ülküsü, ülkesi için ne bedeller ödemiş muzdarip hareket. Bin yıldır bu topraklarda ne bedeller ödeyerek kaldığımızı bilen milletimiz duysun. Devlet aklı diye bir şey konuşuluyor bu cinnetin içinde. Devlet aklı diyenler de duysun. Bir şey eğer Türk milletinin, devletinin aklıysa, şehidini üzemez. Yetimi sahipsiz bırakamaz, anaları mahzun edemez. Eğer bir irade ‘devlet aklı’ diye takdim ediliyorsa, Türk milletinin, devletinin aklı diye evladımızın katili Meclis’e davet ediliyorsa, Meclis boşa düşürülüyorsa, sanki terörle mücadelemizde başarısız olmuşuz da terörü bitirmeye kudretimiz yetmiyormuş da evlatlarımızın katilinden medet umuyormuşuz gibi bir acziyete kimse sözcülük edemez… Sizi bu topraklarda bu kadar senedir, TBMM’ye değil, bu aziz vatanın bir karışına bile terör örgütünün elini değdirmeyeceğiz.

Hiç kimse demokrasi parantezine bizi alarak şehitlerimizi, milletimizi, Kürtlerimizi rencide edemez. Sayın Devlet Bahçeli böyle söyleyince, Cumhuriyet’i kuran parti de ‘el yükseltiyorum’ diye mevzuya dahil oldu. Onlar da duysunlar, devlet kuran irade, devlet kurmuş partinin genel başkanı o da duysun, Türkiye Cumhuriyeti devleti, teröristlerle müzakere edebilen teröristlere müsaade eden, medet umabilen kendi vatandaşına vereceği hakkı çocuklarının katili üzerinden konuşabilen bir devlet değildir. ‘Öcalan’ deyince ‘Kürt’ demek Kürt’e hakarettir. Kürtlerin haklarına, dertlerine, kırgınlıklarına, Kürtlerin ihmal edilmişliklerine haklı haksız beklentilerine cümle kurmak için Öcalan’dan medet uman alçaktır. Hiç kimse, Kürt’e, Kürtlüğe Öcalan’ın elini değdiremez. Kürtlerin temsilcisi diye Öcalan’dan bahsedemez. Öcalan’ın üzerinden güya Güneydoğu’da yaşadığımız sorunları, Kürtlere havale edip Öcalan’ı çözümün adresi diye gösteremez. Biz kendi sorunlarımızı kendi muhataplarımızı bularak çözeriz. Kendi dertlerimizi derman olacaklarımızı, merhemlerimizi kendi milletimizden buluruz. Öcalan hangi kapının itidir.”

MÜFTÜOĞLU, KURUMSAL İLİŞKİLER BAŞKANI OLDU

Anahtar Parti’nin kurucular kurulunda yer alan Ereğlili Mehmet Batu Müftüoğlu, tanıtım toplantısı sonrası parti içerisinde yapılan toplantıda Kurumsal İlişkiler Başkanı olarak seçildi.

Müftüoğlu’na destek vermek için Ereğli’den yüzlerce kişinin otobüs ve kişisel araçlarıyla tanıtım toplantısına katılması dikkatlerden kaçmadı.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler